1 Ocak 2023'te yürürlüğe giren ve adından da anlaşılacağı gibi, Alman şirketlerini ve onlarla iş yapanları doğrudan etkileyen bu yasa, sadece bir yasa değil, aynı zamanda bir uygarlık manifestosu. 2024'ten itibaren ise 1.000'den fazla çalışanı olan şirketleri de kapsayacak şekilde genişleyecek.
Sürdürülebilirlik ve insan hakları, modern iş dünyasında sadece etik değerler değil, aynı zamanda şirketlerin uzun vadeli başarısının ve itibarının kilit taşlarıdır. Bu iki unsur, özellikle Türk şirketleri için Alman Tedarik Zinciri Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte çok daha önemli hale geldi.
Yasanın kapsamı, Almanya'daki firmaları aşarak, AB ve Türkiye'deki iş ortaklarını da kucaklıyor. Evet, bu yasa sayesinde, rekabet gücümüzü artırabilir, marka değerimizi yükseltebilir ve sürdürülebilir büyüme yolunda emin adımlarla ilerleyebiliriz. Bu, bir yandan yüksek standartları karşılama zorunluluğu getirirken, diğer yandan da yeni pazarlara açılmanın kapılarını aralıyor.
Öncelikle, uyum süreçlerimizi gözden geçirmeli ve tedarik zincirlerimizdeki riskleri azaltacak adımları atmaya başlamalıyız. Bu, belki de şirket içi politikalarımızı ve iş yapış şekillerimizi yeniden düşünmemizi gerektirecek. Ama unutmayın, her zorluk aynı zamanda bir fırsattır. Alman Tedarik Zinciri Yasası, bizi sadece daha iyi bir dünya için değil, aynı zamanda daha güçlü ve daha saygın bir marka olmak için de zorluyor. Sürdürülebilirlik ve insan hakları artık lüks değil, zorunluluk. Bu yeni dönemde hep birlikte büyüyelim, gelişelim ve fark yaratalım. Bu yasa hakkında daha fazla bilgi edinmek, uyum süreçlerimizi nasıl yöneteceğimiz ve bu süreçte karşılaşabileceğimiz zorlukları nasıl fırsata çevirebileceğimiz üzerine daha fazla içerik için Greenix’i takip etmeye devam edin. Birlikte daha iyisini yapabiliriz!
Sürdürülebilirlik çözümleri uzmanlığımız ve projelerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen bizimle iletişime geçin.