Greenixten Haberler

Keşfedin, ilham alın ve yeşil dönüşüm yolculuğunuzda GreeniX Blogu takip edin

ESG Raporlaması Nasıl Yapılır?

5 dk Okuma Süresi / 23.10.2025 / Genel
Keşfedin, ilham alın ve yeşil dönüşüm yolculuğunuzda GreeniX Blogu takip edin
Greenix

Günümüzde sürdürülebilirlik sadece bir tercih değil aynı zamanda iş dünyasında kalıcı bir zorunluluk haline geldi. Küresel yatırımcılar, müşteriler ve düzenleyici kurumlar artık şirketlerden sadece finansal performanslarını değil, aynı zamanda çevresel ve sosyal etkilerini de şeffaf bir şekilde raporlamalarını bekliyor. İşte bu noktada ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) raporlaması öne çıkıyor.

ESG raporlaması, işletmelerin sürdürülebilirlik yolculuğunu somut verilerle ortaya koymasını sağlayarak hem şeffaflığı artırıyor hem de paydaş güvenini pekiştiriyor. Greenix olarak biz, şirketlere bu raporlama sürecinde uçtan uca destek veriyor; uluslararası standartlara uyumlu, doğrulanabilir ve stratejik açıdan değer yaratan raporların hazırlanmasına yardımcı oluyoruz.

ESG Raporlaması Nedir?

ESG raporlaması, şirketlerin çevresel (Environmental), sosyal (Social) ve yönetişim (Governance) performanslarını belirli standartlara göre şeffaf bir şekilde açıklamalarını sağlayan süreçtir.

  • Çevresel boyut: Şirketlerin doğrudan ve dolaylı çevresel etkilerini kapsar. Bu boyut, karbon ayak izi hesaplamaları, sera gazı emisyonlarının azaltılması, enerji tüketiminde verimlilik artırıcı önlemler, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranı, su tüketiminin optimize edilmesi ve su ayak izi raporlaması gibi kritik unsurları içerir. Ayrıca, atık yönetimi süreçlerinin etkinliği, döngüsel ekonomi uygulamaları, geri dönüşüm oranları ve tehlikeli atıkların bertaraf yöntemleri de bu kapsamda değerlendirilir. Biyolojik çeşitliliğin korunması, ekosistemlerin zarar görmesinin önlenmesi, ormanlaştırma ve habitat koruma projeleri de çevresel boyutun önemli parçalarıdır. Çevresel boyut, iklim değişikliğiyle mücadelede ve şirketlerin uzun vadeli sürdürülebilirlik performanslarında belirleyici bir rol oynar.
  • Sosyal boyut: Çalışanların refahı ve hakları, çeşitlilik ve kapsayıcılık politikaları, iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları sosyal boyutun temelini oluşturur. Bu kapsamda, çalışanların adil ücretlendirilmesi, eğitim ve gelişim fırsatlarına erişimi, sendikal hakların korunması gibi konular öne çıkar. Tedarik zincirinde insan haklarının gözetilmesi, çocuk işçiliğinin engellenmesi, zorla çalıştırmanın önlenmesi ve etik ticaret standartlarına uyum sağlanması da sosyal boyutun kritik bileşenleridir. Bunun yanı sıra topluluklara yapılan sosyal yatırımlar, yerel halkla iş birliği, sosyal sorumluluk projeleri ve gönüllülük faaliyetleri şirketlerin toplumsal etki gücünü artırır. Sosyal boyut, işletmelerin yalnızca ekonomik değil aynı zamanda toplumsal sürdürülebilirliğe de katkı sağlamasını hedefler.
  • Yönetişim boyutu: Kurumsal yönetim ilkelerine uyum, şeffaflık, hesap verebilirlik ve etik değerler yönetişim boyutunun merkezinde yer alır. Şirketin yönetim kurulu yapısının çeşitliliği, bağımsızlık derecesi, karar alma süreçlerindeki şeffaflık ve çıkar çatışmalarının önlenmesi kritik göstergeler arasındadır. Yolsuzlukla mücadele politikaları, rüşvet karşıtı uygulamalar, etik kodların hayata geçirilmesi ve düzenli denetim mekanizmalarının varlığı da yönetişim boyutunun temel parçalarıdır. Ayrıca, risk yönetimi ve uyum politikalarının etkinliği, paydaşlarla doğru ve zamanında iletişim kurulması ve stratejik kararların uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu olması beklenir. Güçlü bir yönetişim yapısı, şirketin hem yatırımcılar hem de kamuoyu nezdinde güvenilirlik ve itibar kazanmasına katkı sağlar.

ESG raporlaması, bir şirketin sadece finansal değil, topluma ve çevreye kattığı değeri de görünür hale getirir. Bu nedenle, yatırımcılar için riskleri ölçme ve fırsatları değerlendirme açısından kritik öneme sahiptir.

Hangi Standarda Göre Raporlanmalı?

ESG raporlaması yapılırken küresel düzeyde kabul görmüş standartlar kullanılır. Şirketlerin şeffaf, karşılaştırılabilir ve güvenilir raporlar sunabilmeleri için uluslararası standartlara uyum sağlaması kritik öneme sahiptir. Bu çerçeveler, farklı sektörlerde faaliyet gösteren işletmelere hem çevresel hem de sosyal etkilerini daha net ölçme ve raporlama imkânı sunar. En yaygın kullanılan raporlama çerçeveleri şunlardır:

  • GRI (Global Reporting Initiative): Dünyada en çok kullanılan ve en kapsamlı raporlama standardıdır. GRI hem genel hem de sektör bazlı göstergeler sunarak şirketlerin sürdürülebilirlik performansını ayrıntılı bir şekilde raporlamasına imkân tanır. Paydaş beklentilerinin karşılanması ve sürdürülebilirlik etkilerinin şeffaf biçimde ortaya konulması için tercih edilen temel standarttır.
  • SASB (Sustainability Accounting Standards Board): Daha çok finansal olarak önemli sürdürülebilirlik göstergelerine odaklanır. Sektör bazlı yaklaşımı sayesinde, yatırımcıların ilgisini çeken, finansal performansa doğrudan etki eden ESG metriklerini raporlamada güçlü bir araçtır.
  • TCFD (Task Force on Climate-Related Financial Disclosures): Özellikle iklim değişikliğiyle ilgili risk ve fırsatların raporlanmasını hedefler. Senaryo analizleri, risk yönetimi ve yönetişim yapısı gibi alanlara odaklanarak, şirketlerin iklim stratejilerini yatırımcılarla şeffaf biçimde paylaşmasını sağlar.
  • CSRD & ESRS (Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi ve Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları): Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat kapsamında yürürlüğe koyduğu düzenlemelerdir. 2024 sonrası AB’de faaliyet gösteren veya AB’ye ihracat yapan tüm şirketler için zorunlu hale gelmiştir. Çifte önemlilik ilkesiyle uyumlu bu standart, şirketlerin yalnızca finansal etkilerini değil, aynı zamanda çevresel ve sosyal etkilerini de raporlamasını gerektirir.
  • TSRS (Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları): SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) tarafından yayımlanmış ve IFRS S1–S2 standartlarıyla uyumlu hale getirilmiştir. Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler için ESG raporlamasında resmi çerçeveyi oluşturur. TSRS, hem uluslararası yatırımcıların beklentilerine cevap vermek hem de yerel düzenlemelere uyum sağlamak açısından kritik öneme sahiptir.

Paydaş Analizi Nasıl Yapılır?

ESG raporlamasında paydaşların görüşlerini dikkate almak büyük önem taşır. Paydaş analizi için şu adımlar izlenir:

1. Paydaşların Belirlenmesi:

  • İç Paydaşlar: Yönetim kurulu, çalışanlar, hissedarlar.
  • Dış Paydaşlar: Müşteriler, tedarikçiler, yatırımcılar, devlet kurumları, akademik çevre, sivil toplum kuruluşları (STK’lar) ve medya.
    Bu aşamada şirket, kendi faaliyetlerinden etkilenen veya faaliyetleri üzerinde etkisi olan tüm tarafları kapsamlı bir şekilde haritalar.

2.Beklenti ve İhtiyaçların Toplanması:
Paydaşların görüşlerini anlamak için anketler, mülakatlar, odak grup çalışmaları, paydaş toplantıları veya çevrim içi platformlar kullanılabilir. Bu yöntemler sayesinde, çevresel performans, insan hakları, etik yönetim, karbon ayak izi raporlaması gibi konularda hangi alanların daha kritik görüldüğü tespit edilir.

3.Öncelikli Konuların Belirlenmesi:
Toplanan geri bildirimler ışığında hem paydaşların hem de şirketin stratejik öncelikleri dikkate alınarak “öncelikli konular matrisi” oluşturulur. Bu matris, ESG raporlamasında hangi konulara ağırlık verileceğini gösterir ve şirketin raporunun paydaş beklentileriyle uyumlu olmasını sağlar.

Veri Toplama ve İç Kontrol Nasıl Kurulur?

Veri toplama süreci, raporlamanın en kritik aşamalarından biridir. Burada amaç, güvenilir ve doğrulanabilir ESG verileri elde etmektir.

  • Veri Kaynakları: Enerji tüketim raporları, su faturaları, atık yönetim kayıtları, insan kaynakları verileri.
  • İç Kontrol Mekanizmaları: Veri doğrulama süreçleri, sorumlu departmanların belirlenmesi, dijital raporlama yazılımlarının kullanılması.
  • Süreklilik: Verilerin yıllık olarak değil, düzenli periyotlarla toplanması ve izlenmesi.

Önemlilik (Tek/Çifte önemlilik) Analizi Nasıl Yapılır?

Önemlilik analizi, hangi konuların şirket ve paydaşları için en önemli olduğunu belirleme sürecidir.

  • Tek önemlilik yaklaşımı: Etkiye göre paydaş analiziyle birlikte konular belirlenir
  •         Çifte Önemlilik Yaklaşımı: ESG raporlamasının en kritik unsurlarından biridir ve şirketlerin sürdürülebilirlik stratejilerini şekillendirmede rehber rolü üstlenir. Bu yaklaşım, yalnızca finansal etkileri değerlendirmekle kalmaz, aynı zamanda şirketin faaliyetlerinin çevre ve toplum üzerindeki etkilerini de kapsar. Bir başka deyişle, iki yönlü bir bakış açısı sunar: Finansal Önemlilik: İklim değişikliği, kaynak kıtlığı veya sosyal riskler gibi çevresel ve toplumsal faktörlerin, şirketin finansal performansına, kârlılığına, piyasa değerine veya yatırımcı güvenine nasıl etki edeceğini analiz eder. Örneğin; karbon fiyatlandırması, enerji maliyetlerindeki artış veya yeni yasal düzenlemeler, şirketin operasyonel maliyetlerini doğrudan etkileyebilir.

·        Çevresel ve Sosyal Önemlilik: Şirketin operasyonlarının çevre, toplum ve paydaşlar üzerinde yarattığı etkiyi inceler. Bu kapsamda, sera gazı emisyonları, atık yönetimi, çalışan hakları, toplumsal yatırımlar veya tedarik zincirinde insan hakları gibi konular değerlendirilir. Burada odak noktası, şirketin sadece finansal değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluklarını da yerine getirip getirmediğidir.

Çifte önemlilik, işletmelere yalnızca kendi risk ve fırsatlarını yönetme imkânı sunmakla kalmaz, aynı zamanda paydaşların beklentilerini karşılamalarını ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını da sağlar. Bu yaklaşım, özellikle AB’nin CSRD (Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi) kapsamında zorunlu hale gelmiş ve raporlamada şeffaflığın artırılması için temel bir çerçeve sunmuştur.

Çifte önemlilik, AB’nin CSRD/ESRS çerçevesinde zorunlu hale gelmiştir. Bu analiz için genellikle şu adımlar izlenir:

  1. ESG konularının evrensel bir listesinin çıkarılması.
  2. Paydaş anketleri ve yönetim görüşmeleri ile önceliklerin belirlenmesi.
  3. Konuların etkisinin ölçek, kapsam, düzeltilebilirlik ve olasılık kriterlerine göre değerlendirilmesi.
  4. Sonuçların görsel bir materyalite matrisi ile raporlanması.

Kapsam ve Sınırlar Nasıl Belirlenir?

ESG raporlamasında kapsam ve sınırlar şirketin faaliyetlerinin hangi boyutlarının değerlendirileceğini ve hangi emisyon türlerinin rapora dahil edileceğini tanımlar. Bu yaklaşım hem şeffaflık hem de paydaş güveni açısından kritik öneme sahiptir.

  • Kapsam 1 Emisyonları (Doğrudan Emisyonlar): Şirketin doğrudan kontrol ettiği kaynaklardan ortaya çıkar. Fabrika bacaları, şirket araçları veya tesislerde kullanılan yakıtların yanmasından kaynaklanan sera gazı salımları bu kategoriye girer.
  • Kapsam 2 Emisyonları (Dolaylı Enerji Emisyonları): Şirketin doğrudan üretmediği ancak satın aldığı enerji (elektrik, buhar, ısı veya soğutma) tüketiminden kaynaklanan emisyonları kapsar. Kapsam 2, işletmelerin enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla en hızlı azaltım sağlayabileceği alandır.
  • Kapsam 3 Emisyonları (Diğer Dolaylı Emisyonlar): Tedarik zinciri, lojistik, ürünlerin kullanım ömrü ve bertaraf süreçlerinden doğan emisyonları içerir. Genellikle şirketlerin toplam karbon ayak izi içinde en büyük payı oluşturur ve raporlamada en karmaşık alanlardan biridir.

Doğru kapsam ve sınırların belirlenmesi, karbon ayak izi raporlaması ile doğrudan ilişkilidir. Bu yaklaşım sayesinde şirketler, yalnızca operasyonel emisyonlarını değil, aynı zamanda değer zincirinin tüm aşamalarındaki çevresel etkilerini ölçerek daha gerçekçi ve güvenilir ESG raporları sunabilir.

Hedefler ve KPI’lar Nasıl Tanımlanır?

ESG raporları sadece geçmiş performansı değil, gelecek hedeflerini de kapsamalıdır. Bu nedenle KPI (Key Performance Indicator) belirlemek kritik öneme sahiptir.

  • Çevresel KPI’lar: CO2 emisyonlarında %20 azaltım, yenilenebilir enerji oranının %50’ye çıkarılması.
  • Sosyal KPI’lar: Kadın yönetici oranının %40’a yükseltilmesi, iş kazalarının %30 azaltılması.
  • Yönetişim KPI’lar: Yolsuzlukla mücadele eğitimlerinin tüm çalışanlara verilmesi.

Rapor Nasıl Yazılır ve Yayımlanır?

ESG raporlarının yazım süreci, şeffaflık, doğruluk, karşılaştırılabilirlik ve erişilebilirlik ilkelerine dayanır. Hazırlanan rapor, yalnızca bir doküman değil; aynı zamanda şirketin çevresel, sosyal ve yönetişim konularındaki taahhütlerini ve performansını tüm paydaşlara aktardığı stratejik bir iletişim aracıdır.

1. Yapı ve İçerik Düzeni

  • Giriş: Şirketin vizyonu, sürdürülebilirlik yaklaşımı, raporun amacı ve kapsamı.
  • Metodoloji: Kullanılan raporlama standartları (örneğin GRI, SASB, TCFD, CSRD/ESRS, TSRS) ve veri toplama süreçleri.
  • Performans Göstergeleri: Çevresel (enerji, karbon ayak izi, su, atık), sosyal (çalışan hakları, çeşitlilik, iş güvenliği) ve yönetişim (etik, risk yönetimi, şeffaflık) metrikleri.
  • Materyalite (Önemlilik) Analizi: Paydaş analizi ve tek/çifte önemlilik sonuçlarının görselleştirilmiş hali.
  • Hedefler ve KPI’lar: Kısa, orta ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri ve ölçüm göstergeleri.
  • Sonuç ve Yol Haritası: Şirketin gelecek planları, sürekli iyileştirme taahhüdü ve sürdürülebilirlik danışmanlığı gibi destekleyici süreçler.

2. Dil ve Sunum Tarzı

  • Teknik doğruluk korunurken anlaşılır, sade ve erişilebilir bir dil tercih edilir.
  • Karmaşık veriler grafikler, tablolar, infografikler ve görsellerle desteklenir.
  • Tutarlılık sağlamak için rapor boyunca aynı terminoloji kullanılır.

3. Yayınlama ve Erişilebilirlik

  • ESG raporları çoğunlukla şirketlerin kurumsal web sitelerinde yayımlanır ve yatırımcı ilişkileri sayfalarında paylaşılır.
  • Dijital format (PDF, interaktif web tabanlı rapor) tercih edilerek erişim kolaylığı sağlanır.
  • Uluslararası görünürlük için raporların İngilizce versiyonu da hazırlanır.
  • Bazı şirketler, raporlarını yatırımcı sunumları, sosyal medya paylaşımları veya basın bültenleriyle de destekler.

Bağımsız Güvence (Assurance) Nedir, Nasıl Alınır?

Bağımsız güvence (assurance), ESG raporlarının bağımsız ve tarafsız üçüncü taraf kuruluşlar (örneğin denetim firmaları, akredite doğrulama şirketleri) tarafından incelenip doğrulanması sürecidir. Bu uygulama, raporların yalnızca bir iletişim aracı olmasını değil, aynı zamanda güvenilir ve doğrulanabilir bir veri kaynağı olmasını sağlar.

Nasıl Alınır?

  1. Hazırlık: Şirket, ESG raporunu tamamladıktan sonra hangi verilerin güvenceye tabi tutulacağını belirler (örn. karbon emisyonu, su ayak izi, iş sağlığı göstergeleri).
  2. Doğrulama Kuruluşu Seçimi: Bağımsız bir denetim firması veya akredite doğrulayıcı ile anlaşılır.
  3. Saha ve Doküman İncelemesi: Doğrulayıcı kuruluş, raporlanan verilerin kaynağını (ölçüm yöntemleri, iç kontrol sistemleri, veri toplama süreçleri) inceler.
  4. Test ve Doğrulama: Örneklem alınarak veri testleri yapılır, metodolojiler uluslararası standartlarla karşılaştırılır.
  5. Raporlama: Doğrulayıcı, “sınırlı güvence” (limited assurance) veya “makul güvence” (reasonable assurance) seviyesinde bir görüş yayınlar.

Türkiye’de ESG Raporlamanın Çerçevesi (TSRS, SPK, BIST)

Türkiye’de sürdürülebilirlik raporlaması, son yıllarda hızla gelişen regülasyonlar ve uluslararası uyum zorunlulukları sayesinde daha sistematik ve kurumsal bir yapıya kavuşmuştur.

TSRS (Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları):
2023 yılında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yayımlanan TSRS, uluslararası IFRS S1–S2 ve Avrupa ESRS standartları ile uyumlu olarak hazırlanmıştır. Bu çerçeve, Türkiye’deki şirketlerin sürdürülebilirlik raporlamasını global ölçekte karşılaştırılabilir hale getirir. TSRS kapsamında şirketler, çevresel (karbon ayak izi, enerji verimliliği, su kullanımı), sosyal (çalışan hakları, çeşitlilik, iş sağlığı ve güvenliği) ve yönetişim (etik, risk yönetimi, şeffaflık) performanslarını detaylı bir şekilde açıklamakla yükümlüdür.

SPK Sürdürülebilirlik İlkeleri:
SPK, halka açık şirketler için sürdürülebilirlik raporlaması konusunda rehber niteliğinde ilkeler yayımlamıştır. Bu ilkeler, şirketlerin faaliyetlerinde çevresel ve sosyal sorumluluk kriterlerini iş stratejilerine entegre etmelerini teşvik eder. Ayrıca şirketler, raporlamalarında şeffaflığı artırarak yatırımcı güvenini güçlendirmeyi hedefler.

BIST Sürdürülebilirlik Endeksi:
Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını değerlendiren bu endeks, yatırımcılara ESG kriterlerine uygun şirketleri seçme imkânı sunar. Endekste yer almak, şirketler için sadece bir prestij göstergesi değil, aynı zamanda uluslararası yatırımcılar açısından cazibe unsuru haline gelmiştir.

AB Regülasyonları ile Uyum:
Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa Birliği’nin yeni düzenlemeleri Türk şirketleri için kritik öneme sahiptir. Özellikle CSRD (Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi) ve CBAM (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) uyum süreçleri, AB ile ticaret yapan şirketlerin öncelikli gündemindedir. Bu bağlamda Türk şirketleri, yalnızca yerel düzenlemelere değil, AB’nin getirdiği zorunluluklara da uyum sağlayarak rekabet avantajı elde etmek durumundadır.

ESG raporlaması şirketlerin geleceğe hazırlıklı olmasının anahtarıdır. Şeffaf raporlama, paydaş güveni, yatırımcı ilgisi ve rekabet avantajı, sürdürülebilirlik yolculuğunda güçlü adımlar atmak isteyen her kurum için kritik unsurlardır. Bu noktada sürdürülebilirlik danışmanlığı, şirketlere hem stratejik rehberlik sağlayarak hem de raporlama süreçlerini daha etkin hale getirerek önemli bir rol üstlenmektedir. İş dünyasında kalıcı değer yaratmak isteyen şirketler, çevresel ve sosyal sorumluluklarını net bir şekilde ortaya koymalı ve bu süreci stratejik bir avantaj olarak değerlendirmelidir.

 

Uzmanımızla görüşün

Sürdürülebilirlik çözümleri uzmanlığımız ve projelerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen bizimle iletişime geçin.