Küresel iklim değişikliği, gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri olarak etkisini her geçen gün artırırken, Türkiye de bu mücadelede önemli ve somut adımlar atmaya devam ediyor. Son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilerek yasalaşan İklim Kanunu, ülkemizin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi'ne ulaşma yolculuğunda hukuki bir dönüm noktası niteliği taşıyor. Bu yeni kanun, sadece çevresel bir taahhüt olmanın ötesinde, ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısını yeşil büyüme vizyonu doğrultusunda dönüştürmeyi hedefleyen kapsamlı bir düzenlemeler bütünüdür.
Greenix olarak, şirketlerin bu dönüşüm sürecindeki rolünün ve kurumsal karbon ayak izi yönetiminin artık bir tercihten ziyade, hem yasal bir zorunluluk hem de stratejik bir gereklilik haline geldiğinin altını çizmek istiyoruz. Bu blog yazısında, İklim Kanunu'nun getirdiği yenilikleri ve kurumsal karbon ayak izi yönetiminin işletmenizin bugünü ve geleceği için neden kritik olduğunu derinlemesine inceleyeceğiz.
Kurumsal Karbon Ayak İzi Nedir ve Neden Hayati Önem Taşır?
Kurumsal karbon ayak izi, bir işletmenin tüm faaliyetleri sonucunda atmosfere saldığı sera gazı emisyonlarının toplam miktarının karbondioksit eşdeğeri cinsinden ifade edilmesidir. Bu emisyonlar, bir şirketin operasyonel süreçlerinden (enerji tüketimi, üretim), tedarik zincirine, atık yönetimine ve hatta çalışanların ulaşımına kadar birçok farklı kaynaktan doğabilir. Karbon ayak izini anlamak, ölçmek ve yönetmek; sadece çevresel sorumluluğu yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda işletmeler için çok yönlü faydalar sunar:
- Maliyet Azaltma: Enerji verimliliği artışı ve atık azaltımı, operasyonel maliyetleri doğrudan düşürür.
- Marka İtibarı ve Rekabet Avantajı: Sürdürülebilirlik konusunda şeffaf ve proaktif olmak, paydaşlar, yatırımcılar ve tüketiciler nezdinde marka değerini artırır.
- Yasal Uyum ve Risk Yönetimi: Yeni yasal düzenlemelere uyum sağlamak, potansiyel cezaları ve yaptırımları önlerken, aynı zamanda gelecekteki çevresel regülasyonlara hazırlıklı olmayı sağlar.
- Finansmana Erişim: Yeşil finansman kaynaklarına ve iklim dostu yatırımlara erişimi kolaylaştırır.
- İnovasyon ve Pazar Fırsatları: Düşük karbonlu ürün ve hizmet geliştirme, yeni pazar segmentleri yaratma potansiyeli sunar.
- Çalışan Bağlılığı: Çevreye duyarlı bir şirkette çalışmak, çalışan memnuniyetini ve bağlılığını artırır.
İklim değişikliğiyle mücadelenin somut adımları, afetlerin önlenmesi, iş birliklerinin güçlendirilmesi ve kayıp-zararların giderilmesi gibi faaliyetleri kapsar. Bu dönüşüm, bazı sektörlerde olumlu etkiler ve fırsatlar da yaratabilir.
İklim Kanunu Işığında Kurumsal Karbon Ayak İzi Yönetimi: Yeni Yükümlülükler ve Fırsatlar
Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (BMİDÇS) 2004 yılında ve Paris Anlaşması'na da 2021 yılında taraf olarak küresel iklim mücadelesine olan taahhüdünü ortaya koymuştur. Bu uluslararası anlaşmalar ışığında atılan önemli adımlardan biri de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı İklim Değişikliği Başkanlığının kurulması olmuştur. Kanun, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin iklim değişikliğiyle mücadelede sorumluluk ve yükümlülüklerini iş birliği içerisinde yerine getirmesini öngörmektedir.
İklim Kanunu, şirketlerin kurumsal karbon ayak izi yönetimine yönelik yaklaşımını kökten değiştiren bir dizi önemli düzenlemeyi beraberinde getiriyor:
1. 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Stratejik Uyum
Kanunun temel amacı, yeşil büyüme vizyonu doğrultusunda 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi'ne ulaşmaktır. Bu hedef, insan kaynaklı faaliyetler dolayısıyla atmosfere salınan sera gazı emisyonlarının teknoloji ve diğer yöntemlerle azaltılarak ve/veya yutak alanlar vasıtasıyla dengelenerek net artış olmamasını ifade eder. Bu kapsamda, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri, kanunun iki ana eksenini oluşturur.
Kanun, bu hedefe ulaşmak için hem kamu kurum ve kuruluşlarına hem de özel sektöre somut sorumluluklar yüklüyor:
- Ulusal Katkı Beyanı (NDC) ile Uyum: Ülkemizin küresel iklim hedeflerine katkısını içeren Ulusal Katkı Beyanı doğrultusunda, sektörel azaltım faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi esas alınmıştır. Kanun, ülke kalkınma öncelikleri ve özel koşullarını dikkate alarak bu beyanda belirtilen önlemlerin alınmasını öngörmektedir.
- Kurumsal Planlama ve Faaliyetlerin Uyarlanması: İşletmeler, kendi planlama araçlarını ve orta-uzun dönemli hedeflerini sera gazı emisyonlarının azaltım faaliyetleri çerçevesinde uyarlamak, hazırlamak, uygulamak, izlemek ve güncellemekle yükümlüdür.
- Enerji, Su ve Hammadde Verimliliği: Kanun, kirliliğin kaynağında önlenmesi, yenilenebilir enerji kullanımı, temiz ve düşük karbonlu yakıtların yaygınlaştırılması gibi somut azaltım önlemlerini öngörmektedir. Bu, işletmelerin operasyonel verimliliklerini artırarak doğrudan karbon ayak izlerini düşürmelerini sağlayacaktır.
2. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS): Yeni Bir Dönemin Başlangıcı
İklim Kanunu'nun en çığır açıcı düzenlemelerinden biri, Türkiye'de bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulmasıdır. ETS, sera gazı emisyonlarına bir üst sınır belirlenmesi ilkesine dayalı olarak çalışan ve tahsisatların alınıp satılması suretiyle sera gazı emisyonu azaltımını teşvik eden piyasa temelli bir mekanizmadır.
- Zorunlu Emisyon İzni: ETS kapsamındaki işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için sera gazı emisyon izni almaları zorunlu hale getirilmiştir. Yeni kurulan tesislerin de üretime başlamadan önce bu izni alması gerekmektedir.
- Tahsisat Yükümlülüğü ve Cezalar: İşletmeler, doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon değerlerine karşılık gelecek şekilde tahsisat tesliminde bulunmakla yükümlüdürler. Teslim edilmeyen her bir tahsisat için, piyasa fiyatının 2 katı gibi caydırıcı idari para cezaları uygulanacaktır. Ayrıca, teslim yükümlülüğünü üç yıl üst üste belirli bir oranda yerine getirmeyen işletmelerin emisyon izni iptal edilebilecek, hatta yeni izin alma süreleri kısıtlanabilecektir.
- Ücretsiz Tahsisatlar ve Karbon Kaçağının Önlenmesi: Kanun, sektörlerin ETS'ye geçişini kolaylaştırmak ve yatırımların karbon fiyatlandırması olmayan ülkelere kaymasını (karbon kaçağı) önlemek amacıyla ücretsiz tahsisat sağlanabileceğini belirtmektedir. Ancak bu tahsisatların amacı dışında (örneğin borç ödeme amacıyla) kullanılması uygun görülmemektedir.
- Piyasa İşleyişi ve Aktörler: ETS piyasası, Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ) tarafından işletilecek ve piyasa bozucu davranışlara ilişkin gözetim ve denetim faaliyetleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yürütülecektir. Karbon Piyasası Kurulu ise ETS'ye işlerlik kazandıran ve uygulanmasına yönelik kararlar alan üst karar mercii olarak görev yapacaktır.
- Pilot Uygulama Dönemi: ETS'nin etkin bir şekilde hayata geçirilmesi amacıyla, Kanun'un yürürlüğe girmesinden itibaren 3 yıllık bir pilot uygulama dönemi ve geçiş süreci öngörülmektedir. Bu süre zarfında, bazı yükümlülüklere uyulmaması durumunda uygulanacak idari para cezalarında %80 indirim sağlanacaktır. Bu geçiş süreci, işletmelerin yeni sisteme adaptasyonu için kritik bir pencere sunmaktadır.
3. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM): İhracatçıların Gündemi
İklim Kanunu, Ticaret Bakanlığınca bir Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kurulmasını da öngörmektedir. Bu mekanizma, ithal edilen malların gömülü sera gazı emisyonlarını ele almayı hedeflemektedir.
- AB "Fit for 55" Paketi ile Uyum: SKDM'nin kurulması, Avrupa Birliği'nin "Fit for 55" paketi ile uyumlu olarak, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) kapsamında Türk ihracatçılarının rekabet gücünü korumak ve karbon kaçağını önlemek amacıyla ulusal ölçekte hayata geçirilecektir.
- Maliyet Avantajı: AB'de uygulanmaya başlayan SKDM kapsamında, üçüncü ülkelerde ödenen karbon maliyetleri ölçüsünde ithalatçıya indirim sağlanacaktır. Bu durum, Türk ihracatçılarının ülkemizde ödedikleri karbon fiyatı sayesinde AB'ye ödeyecekleri farkı azaltma imkanı sunarak, ürünlerinizin "gömülü" karbon ayak izini yönetmeyi uluslararası ticarette hayati hale getirmektedir.
4. İzleme, Raporlama ve Doğrulama (MRV): Şeffaflık ve Güvenilirlik
Kanun, sera gazı emisyonlarının izlenmesi, raporlanması ve doğrulanması süreçlerinin önemini vurgulamaktadır. İşletmeler, İklim Değişikliği Başkanlığına güvenilir ve zamanında bilgi, belge ve veri sağlamakla yükümlü olacaklardır.
- Veri Paylaşımının Zorunluluğu: Başkanlık, Kanunun uygulanmasına yönelik gerekli gördüğü bilgi, belge ve veriyi kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden doğrudan istemeye yetkilidir ve bu veriler bedelsiz olarak paylaşılmak zorundadır.
- Doğrulama ve Güvenilirlik: Yıllık sera gazı emisyon verilerinin güvenilirliği bağımsız doğrulayıcılarla garanti altına alınacak ve bu raporlara göre tesisler yükümlülüklerini yerine getirecektir.
- Yaptırımlar: Bilgi, belge ve veri verme yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere veya yanıltıcı beyanda bulunanlara 170.000 Türk Lirası gibi idari para cezaları uygulanacaktır. Doğrulanmış sera gazı emisyon raporunu süresi içinde sunmayanlara ise emisyon kategorilerine göre 500.000 TL ile 5.000.000 TL arasında değişen idari para cezaları verilebilir.
5. Yeşil Yatırımlar ve İklim Finansmanı: Büyüme İçin Yeni Kaynaklar
İklim Kanunu, yeşil yatırımların yasal zeminini oluşturmakta, iklim finansmanını ve iklim değişikliğiyle mücadele teşviklerini desteklemektedir.
- Türkiye Yeşil Taksonomisi: Kanun, Türkiye Yeşil Taksonomisi'nin (Taksonomi) kurulması ve yürütülmesi görevini Başkanlığa vermektedir. Bu taksonomi, çevresel hedefler doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlayan ekonomik faaliyetlere ilişkin ilkeler ve kriterler belirleyerek iklim finansmanının harekete geçirilmesine yardımcı olacak bir sınıflandırma sistemidir.
- Finansal Araçların Geliştirilmesi: Yeşil ve sürdürülebilir sermaye piyasası araçlarının, banka finansmanının ve diğer finansman araçlarının teşvik edilmesi esas alınmaktadır. Şirketler için bu, daha düşük bir karbon ayak izine sahip olmanın veya yeşil projelere yatırım yapmanın, finansman kaynaklarına erişimi kolaylaştıracağı ve borçlanma maliyetlerini düşürebileceği anlamına gelmektedir.
- Gelirlerin Kullanımı: ETS kapsamında elde edilecek gelirler ve idari para cezalarının yüzde ellisi gibi çeşitli gelirler, genel bütçede özel gelir olarak kaydedilecek ve doğrudan yeşil dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele amaçları dışında kullanılamayacaktır. Bu gelirler, düşük karbonlu ekonomiye geçişi, araştırma-geliştirme ve iklim değişikliğiyle mücadele eden yeni teknolojileri destekleyecek şekilde kullanılacaktır.
6. Sıfır Atık ve Döngüsel Ekonomi: Kaynak Verimliliği Odaklı Yaklaşım
Kanun, Sıfır Atık sisteminin uygulanması ve yaygınlaştırılması ile döngüsel ekonomi yaklaşımını benimsemeyi teşvik etmektedir.
Ürünlerin yeniden kullanımı, atıkların yan ürün veya alternatif hammadde olarak kullanılması ve geri dönüşüm/geri kazanım ile elde edilen ürünlerin zorunlu kullanım oranlarının belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılacak ve bu uygulamalara yönelik destek mekanizmaları geliştirilecektir. Bu yaklaşımlar, atıkların azaltılması ve kaynakların daha verimli kullanılması yoluyla şirketinizin doğrudan karbon ayak izini düşürmeye yardımcı olur.
7. Yutak Alanlar ve Biyolojik Çeşitlilik: Doğanın Koruyucu Rolü
Net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için sadece emisyonları azaltmak değil, aynı zamanda atmosferdeki karbonu emen ve uzaklaştıran yutak alanların korunması ve artırılması da büyük önem taşımaktadır.
- Ekosistem Yönetimi: Kanun, iklim değişikliğinin ekosistemlere ve biyolojik çeşitliliğe etkilerinin azaltılması ve sürdürülebilir ekosistem yönetimi için tedbirler alınmasını düzenlemektedir. Denizel ve karasal korunan alanların artırılması, çölleşme ve erozyonla mücadele, ağaçlandırma gibi faaliyetler Kanun kapsamında teşvik edilmektedir.
- Tarım Sektöründe Uyum: Tarım sektörü için iklim değişikliğine dirençli ürün desenleri ve gıda güvenliğinin sağlanması hedeflenerek, doğa temelli çözümler ve ekosistem temelli uyum yaklaşımlarının yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.
8. Adil Geçiş ve Toplumsal Katılım: Kapsayıcı Bir Dönüşüm
İklim Kanunu, iklim değişikliğiyle mücadelede ve yeşil büyüme sürecinde adil geçiş ilkesini temel almaktadır. Bu ilke; çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler gibi süreçten en fazla etkilenebilecek kişiler öncelikli olmak üzere herkesi kapsayacak, istihdam sürecinin uygun tedbirler alınarak yönetildiği ve yeni istihdam alanlarının oluşturulduğu, ekonomik, çevresel ve sosyal kazanımların en üst düzeyde tutulduğu politika ve uygulamaları ifade eder.
- Eğitim ve Farkındalık: Kanun, toplumun iklim değişikliğine uyum kapasitesini artıracak eğitim ve farkındalık programlarının oluşturulmasına öncülük etmektedir. Tüm eğitim düzeylerinde müfredatın güncellenmesi ve yeşil iş gücünün yetiştirilmesi için gerekli çalışmalar Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunca yapılacaktır.
- Gençlik Katılımı: Geleceğe yönelik adımlar atılabilmesi için gençlik katılımının önemi vurgulanarak bilimsel çalışmaların altyapısının oluşturulmasına yönelik düzenlemeler yapılmaktadır.
9. Yerel Yönetimlerin Artan Sorumlulukları ve Eylem Planları
Kanun, iklim değişikliği ile mücadelede yerel yönetimlerin rolünü ve sorumluluklarını da netleştirmektedir. Kentler, hem küresel emisyonların büyük bir kaynağı hem de iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin mağduru oldukları için yerel iklim değişikliği planlamaları büyük önem taşımaktadır.
- İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu: Her ilde Vali Başkanlığında, ilgili kurum ve kuruluşlar ile yerel yönetimlerin temsilcilerinden oluşan İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulması öngörülmektedir.
- Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları: Her ilin bütüncül bir planı olacak şekilde yerel iklim değişikliği eylem planlarının Vali koordinasyonunda, büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve il özel idareleri tarafından ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanması veya hazırlatılması hedeflenmektedir. Bu planların en geç 31/12/2027 tarihine kadar hazırlanması gerekmektedir.
10. Yaptırımlar ve Denetim Mekanizmaları: Uyumun Güvencesi
İklim Kanunu, belirlenen yükümlülüklere uyumu sağlamak ve caydırıcılığı artırmak amacıyla ciddi idari yaptırımlar ve denetim mekanizmaları düzenlemektedir.
- Çeşitli Yaptırımlar: Kanunda öngörülen bilgi, belge ve veri verme yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere, yanıltıcı beyanda bulunanlara, ozon tabakasını incelten maddeler ve florlu sera gazlarına ilişkin yasaklara uymayanlara idari para cezaları uygulanacaktır.
- İzin İhlalleri: Sera gazı emisyon izni almadan faaliyet gösteren veya süresi dolmuş izinlerle faaliyetlerine devam eden işletmelere ciddi idari para cezaları verilecek, hatta izinleri iptal edilebilecektir.
- Tekrarlanan İhlaller: Aykırı fiillerin tekrarı durumunda cezalar bir veya iki kat artırılarak uygulanacak, bu da suistimallerin önüne geçmeyi ve yükümlülüklere riayeti sağlamayı amaçlamaktadır.
- Faaliyet Durdurma: Aykırılıkların Bakanlıkça verilen süre sonunda düzeltilmemesi durumunda faaliyetlerin kısmen veya tamamen durdurulması gibi daha ağır yaptırımlar da öngörülmektedir.
- Denetim Yetkisi: Kanunda yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklı fiillere ilişkin denetleme yetkisi İklim Değişikliği Başkanlığına aittir.
Kurumsal Karbon Ayak İzi Yönetiminin İşletmenize Kazandıracakları: Uyumun Ötesinde Bir Strateji
İklim Kanunu'nun getirdiği bu düzenlemeler, şirketler için kurumsal karbon ayak izi yönetimini bir lüks olmaktan çıkarıp, operasyonel süreklilik ve rekabet avantajı için bir zorunluluk haline getirmiştir. Ancak proaktif bir yaklaşımla, uyum sağlamanın çok ötesinde stratejik faydalar elde etmek mümkündür:
- Risklerin Azaltılması: Yasal yaptırımlar, itibar kaybı ve karbon fiyatlandırması gibi gelecekteki maliyet riskleri etkin bir karbon ayak izi yönetimi ile minimize edilebilir. Özellikle ETS ve SKDM gibi mekanizmaların getireceği mali yükümlülükler, emisyonların önceden azaltılmasıyla önemli ölçüde hafifletilebilir.
- Maliyet Optimizasyonu: Enerji verimliliği projeleri, atık azaltım stratejileri ve döngüsel ekonomi uygulamaları, hammadde ve enerji maliyetlerinde ciddi tasarruflar sağlar.
- İtibar ve Marka Değeri: Sürdürülebilirlik taahhütleri ve çevresel performans, günümüz tüketicileri, yatırımcıları ve yetenekli iş gücü için giderek daha önemli hale gelmektedir. Çevresel sorumluluk, bir şirketin itibarını güçlendirir ve marka bağlılığını artırır.
- Yeşil Finansmana Erişim: Düşük karbonlu projelere yatırım yapmak veya çevresel performansınızı artırmak, yeşil tahvil, iklim finansmanı ve teşvik mekanizmalarına erişimi kolaylaştırır. Bu durum, daha uygun borçlanma koşulları ve yeni yatırım fırsatları anlamına gelir.
- İnovasyon ve Rekabet Avantajı: Karbon ayak izini azaltma hedefi, şirketleri daha yenilikçi olmaya, yeni teknolojiler ve iş modelleri geliştirmeye teşvik eder. Bu da, rekabetin yoğun olduğu pazarlarda öne çıkmayı sağlar. Kanun, karbon yakalama ve depolama, hidrojen teknolojileri gibi yeni teknolojik gelişmelerin takibini ve bu alanlardaki projelerin geliştirilmesini de teşvik etmektedir.
- Tedarik Zinciri Direnci: Kendi karbon ayak izini yöneten şirketler, tedarik zincirlerindeki çevresel riskleri de daha iyi anlar ve yönetir. Bu da tedarik zinciri kesintilerine karşı daha dirençli olmayı sağlar.
Greenix ile Sürdürülebilir Bir Geleceğe Adım Atın
Türkiye'nin İklim Kanunu ile girdiği bu yeni dönem, işletmeler için sadece bir dizi kural ve kısıtlama değil, aynı zamanda yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir büyüme için eşsiz fırsatlar sunmaktadır. Bu karmaşık yasal çerçeveye uyum sağlamak ve bu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak, doğru bilgi ve uzmanlıkla mümkündür.
Greenix olarak, şirketinizin bu zorlu ama bir o kadar da potansiyel barındıran dönüşüm sürecinde yanınızdayız. Sunduğumuz entegre çözümlerle, işletmenizin kurumsal karbon ayak izini etkin bir şekilde yönetmenize yardımcı oluyoruz:
- Detaylı Karbon Ayak İzi Hesaplaması: Uluslararası standartlara ve yeni Kanun'un gerekliliklerine uygun olarak şirketinizin sera gazı emisyonlarını doğru ve güvenilir bir şekilde ölçüyoruz.
- Emisyon Azaltım Stratejileri Geliştirme: İşletmenizin sektörüne ve operasyonel yapısına özel olarak, enerji, su ve hammadde verimliliği, yenilenebilir enerji entegrasyonu ve sıfır atık uygulamaları gibi somut ve ölçülebilir azaltım stratejileri belirliyoruz.
- İklim Kanunu'na Uyum Danışmanlığı: Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamındaki izin süreçleri, tahsisat yükümlülükleri, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve İzleme, Raporlama ve Doğrulama (MRV) sistemlerine tam uyum sağlamanız için gerekli tüm danışmanlık hizmetlerini sunuyoruz.
- Yeşil Finansman ve Teşviklere Erişim: Türkiye Yeşil Taksonomisi ve iklim finansmanı mekanizmaları kapsamında, şirketinizin yeşil yatırımlar için gerekli finansmana ve teşviklere erişimini kolaylaştıracak stratejiler geliştiriyoruz.
- Sıfır Atık ve Döngüsel Ekonomi Danışmanlığı: Kanun'un temel ilkelerinden olan sıfır atık ve döngüsel ekonomi yaklaşımlarını işletmenizin süreçlerine entegre etmenize, atık oluşumunu azaltmanıza ve kaynak verimliliğini artırmanıza destek oluyoruz.
Yeni İklim Kanunu, Türkiye'yi küresel iklim değişikliğiyle mücadelede öncü rol üstlenmeye ve geleceğe dair somut ve kalıcı bir katkı sunmaya davet etmektedir. Bu yolculukta işletmenizin çevresel ayak izini yönetmek, sadece bir gereklilik değil, aynı zamanda kurumsal itibarınızı güçlendirecek, maliyetlerinizi optimize edecek, yeni iş fırsatlarının kapılarını aralayacak ve sürdürülebilir bir geleceğe yapacağınız stratejik bir yatırımdır.
Greenix olarak, bu dönüşümün her adımında size rehberlik etmek için hazırız. İşletmenizin iklim Kanunu'na uyum sağlaması, karbon ayak izini etkin bir şekilde yönetmesi ve sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşması için bizimle iletişime geçin.