Trijenerasyon sistemleri; elektrik, ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarının aynı enerji kaynağından eşzamanlı olarak karşılandığı bütünleşik bir enerji üretim yöntemidir. Bu sistemler, tek başına kojenerasyon (elektrik ve ısının aynı anda üretimi) fikrini genişleterek yaz aylarında da soğutma ihtiyacını karşılayacak ek bir absorpsiyonlu soğutma ünitesini devreye alır. Böylece atık ısı, soğutma üretiminde kullanılarak yıl boyunca daha yüksek enerji verimliliğine erişilir.
Ancak günümüzde sadece yüksek verimlilik artık tek hedef değildir; enerji sektöründe karbon salımını en aza indirgemek ve ideal olarak sıfıra yaklaştırmak öne çıkan amaçlar haline gelmiştir. Çoklu enerji sistemleri (MES) yaklaşımı, fosil kaynaklı salımları azaltırken yenilenebilir enerji, güç sistemleri ve depolama teknolojilerini tek çatı altında toplama fikrine dayanmaktadır. Bu yaklaşım, elektrik şebekesi bağımlılığını azaltırken, ısıl ve soğutma tarafında da yakıt çeşitliliği ve esneklik sunarak karbon nötr veya düşük karbonlu sistemlere geçişi hızlandırabilmektedir.
Trijenerasyon, atık ısının yıl boyunca kullanılmasını sağladığı için toplam sistem verimliliğini %80–90 seviyelerine kadar yükseltebilmektedir. Tek başına elektrik üreten sistemlerde kaybedilen ısının değerlendirilmesi hem işletme maliyetlerini düşürür hem de gereksiz yakıt tüketiminin önüne geçer.
Elektrik, ısı ve soğutmanın entegre biçimde üretilmesi, fosil kaynakların daha az tüketilmesine ve dolayısıyla karbon emisyonlarında düşüşe neden olur. Özellikle çoklu enerji sistemleri yaklaşımında öngörülen yenilenebilir kaynaklar, depolama teknolojileri ve gerektiğinde karbon yakalama (CCS) entegrasyonu ile trijenerasyon sistemlerinin karbon ayak izi daha da küçültülebilir.
Trijenerasyon, mikro şebekeler veya bölgesel enerji ağları çerçevesinde dağıtık enerji kaynakları ve yenilenebilir enerjilerle birlikte kullanılmaya son derece uygundur. Yaz aylarında PV (güneş) üretiminin yüksek olduğu saatlerde, ısı veya soğutma talebi karşılanıp şebekeye elektrik satılabilir; kış aylarında ise ısı ağırlıklı yük devreye alınarak kentin enerji altyapısı üzerindeki yük dengelenebilir.
Çoklu enerji sistemleriyle (MES) ilgili güncel bir çalışma, karbon nötr hedefine ulaşmak amacıyla yalnızca elektrik tarafının değil, ısıtma-soğutma ve ulaşım gibi diğer sektörlerin de birlikte kurgulanması gerektiğini vurgulamaktadır. Trijenerasyon, bu çoklu enerji yaklaşımının kritik bir parçası olarak değerlendirilebilir. Sistemdeki atık ısının geri kazanılması ve mümkün olduğunca yenilenebilir enerjiyle desteklenmesi, toplam emisyonları azaltırken enerji arz güvenliğini de artırmaktadır.
Buna ek olarak, enerji depolama teknolojilerinin (termostatik depolama, batarya sistemleri vb.) entegrasyonu ile mevsimsel ve saatlik talep dalgalanmaları yönetilebilir, yenilenebilir kaynakların dalgalı üretimleri sisteme sorunsuz entegre edilebilir. Hidrojen tabanlı çözümler (elektroliz yoluyla hidrojen üretimi ve yakıt pili kullanımı), hem enerji depolaması hem de çeşitli sektörlerin (sanayi, ulaşım) elektriğe ek olarak yakıt ihtiyacını karşılamada önemli bir seçenek haline gelmektedir.
Geleneksel trijenerasyon sistemleri doğalgaz veya başka fosil yakıtlar kullansa da, karbon yakalama ve depolama teknolojileriyle (örneğin Post-Carbon Capture veya Direct-Air Capture) sistemin net emisyonunu sıfıra yaklaştırmak mümkündür. Burada yakalanan CO₂, sentetik yakıt üretimi veya başka proseslerde kullanılabilir (power-to-gas, power-to-X gibi).
Birçok ülkede karbon nötr hedefler doğrultusunda verilen teşvikler, düşük faizli krediler ve vergi muafiyetleri gibi mekanizmalar, yüksek ilk yatırım maliyetine sahip trijenerasyon ve yenilenebilir enerji uygulamalarını daha cazip hale getirmektedir. Diğer yandan, karbon vergileri ve katı emisyon yönetmelikleri de fosil yakıt kullanımını giderek daha pahalıya mal edeceğinden, trijenerasyon yatırımları uzun vadede daha kârlı olacaktır.
Trijenerasyon sistemleri, elektrik-ısıtma-soğutma ihtiyaçlarını yüksek verimlilikle karşılayarak, özellikle endüstriyel ve büyük ticari/sosyal kampüslerde ciddi enerji tasarrufu ve karbon emisyonu azaltımı sağlar. Çoklu enerji sistemleri (MES) yaklaşımı içinde değerlendirildiğinde, yenilenebilir enerji ve karbon yakalama teknolojileriyle birlikte kullanımı, karbon nötr hedeflere ulaşmada kritik bir basamak oluşturmaktadır.
Önümüzdeki yıllarda enerji politikalarının ve teşvik mekanizmalarının hem trijenerasyonun yaygınlaşmasını hem de geliştirilmesini artıracağı öngörülmektedir. Depolama teknolojilerindeki gelişmeler, yapay zekâ destekli akıllı yönetim sistemleri ve hydrogen/power-to-gas uygulamaları sayesinde, trijenerasyon sistemlerinin verimliliğinin ve sürdürülebilirliğinin daha da yükselmesi beklenmektedir. Bu doğrultuda, trijenerasyon teknolojileri; enerji, çevre ve ekonomi eksenlerinde çok boyutlu faydalar sunarak gelecekte enerji sektörünün dönüşümünde önemli bir rol oynamaya devam edecektir.
Sürdürülebilirlik çözümleri uzmanlığımız ve projelerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen bizimle iletişime geçin.