Dönüşüm Rüzgârında Savrulmak Yerine Yön Belirleyin
Dijital ve yapay zeka (AI) dönüşümü artık bir lüks değil; şirketler için sürdürülebilir rekabet avantajı yaratmanın temel koşulu. Ancak ne yazık ki birçok kurum teknolojiye yatırım yaptığı hâlde beklediği değeri elde edemiyor. Peki neden? Çünkü dönüşüm projeleri genellikle teknolojiden başlıyor, problemlerden değil. Oysa başarılı şirketler, teknolojiye değil, çözülmesi gereken iş problemlerine odaklanıyor.
Bu yazıda, McKinsey ve BCG’nin son yayınlarına dayanarak, dijital ve yapay zeka dönüşümünü başarıyla yöneten şirketlerin sırlarını ele alacağız. Aynı zamanda, bu yaklaşımların neden yeşil dönüşümle entegre bir şekilde ele alınması gerektiğini de açıklayacağız.
McKinsey’nin Rewired kitabından Eric Lamarre’ın vurguladığı gibi, dönüşüm teknolojiden değil, iş problemlerinden başlamalıdır.
“Bir dönüşüm, çözülmek istenen iş problemiyle başlarsa, genellikle iyi bir sonla biter.”
Pilot projelerde başarı sağlanmış olsa bile, bu başarıların şirketin geneline yayılmaması en büyük handikaplardan biri. Bunun nedeni çoğu zaman teknoloji değil; organizasyonel yapı, veri altyapısı ve yetkin insan kaynağıdır.
Gen AI, etkileyici bir teknolojik gelişme. Ancak problemi anlamadan sadece Gen AI uygulamak, “çekiç eldeyken her şeyi çivi sanmak” gibidir. McKinsey burada uyarıyor:
“Gen AI bir süper teknoloji olabilir ama her probleme onunla başlanmaz.”
Örneğin, hızlı tüketim ürünleri sektöründe fiyatlama, promosyon ve talep yönetimi gibi konular klasik ileri analitik yöntemlerle daha etkili çözülebilirken, gen AI burada yetersiz kalabilir.
BCG’nin 10-20-70 kuralı, dönüşümde insan faktörünün önemini net biçimde ortaya koyuyor:
Yani dönüşümün asıl belirleyicisi, ekiplerin bu yeni dünyayı benimseyip davranış değişikliği göstermesidir.
McKinsey: “Yetenek, eski teknolojilerde körelmeyecek bir çalışma ortamı arar.”
Şirketler, mevcut kadrolarını upskilling (beceri geliştirme) yoluyla dönüştürmeli ve bu yeni dünyada kendini ifade edebilecek çevik takımlar kurmalıdır.
Dış kaynak kullanımı (outsourcing), kısa vadede faydalı olabilir. Ancak rekabet avantajı kazanmak isteyen şirketler, teknoloji geliştirme kaslarını içeride oluşturmalıdır.
“Rekabet avantajı dışarıdan satın alınmaz, içeride inşa edilir.” – McKinsey
Danışmanlar, sadece bu süreci hızlandırmak için birer katalizör olmalıdır. Bu da bizim gibi danışmanlık veren firmaların müşterinin kaslarını geliştiren bir partner olması gerektiğini gösteriyor.
Dijital ve AI dönüşümü, yalnızca teknoloji ekiplerinin işi değildir. CEO’dan CFO’ya, CHRO’dan risk yöneticisine kadar herkesin rolü dönüşür:
Başarılı şirketler, teknoloji geliştirme kabiliyetlerini sadece IT departmanında değil, her birim içinde konumlandırıyor. “Distributed digital innovation” modelinde, satıştan üretime her ekip kendi teknolojisini geliştirebilir hâle geliyor.
Bu yaklaşım, yeşil dönüşümle birlikte düşünüldüğünde şu soruları sormayı zorunlu kılıyor:
BCG’ye göre yapay zekadan maksimum faydayı sağlayan şirketlerin 3 ortak noktası var:
Bu strateji, ESG gibi bütünsel alanlarda yapay zekayı nasıl kullanabileceğimiz sorusunu beraberinde getiriyor. Örneğin:
Dijital ve yeşil dönüşüm birlikte ilerlemelidir. Her ikisinin de merkezinde problemi doğru tanımlamak, insanı merkeze almak, organizasyonu yeniden yapılandırmak ve veriyi akıllıca kullanmak yer alır.
Müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerde bu yaklaşımı benimsiyoruz:
Unutmayın: Başarılı dönüşüm, teknolojiyle değil, doğru soruyla başlar.
📚 Kaynakça:
Sürdürülebilirlik çözümleri uzmanlığımız ve projelerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen bizimle iletişime geçin.