Biyogaz ve biyokütle, yenilenebilir enerji kaynakları arasında önemli bir yer tutar ve her ikisi de biyolojik materyallerden enerji üretimi esasına dayanır. Ancak, kullanılan kaynaklar ve enerji üretim yöntemleri açısından farklılıklar gösterirler.
Biyogaz ve biyokütle enerjisi, iki temel amaca hizmet eder:
Organik atıklar (gıda atıkları, bitki ve hayvan artıkları, dışkı, odun kalıntıları) kontrolsüz bir şekilde doğaya bırakıldığında şunlara neden olur:
Metan gazının salınımını kontrol altına alarak:
Biyokütle ve biyogaz tesisleri, metan gazının kontrollü üretilip yakılması ya da organik materyalin direkt yakılması ile enerji üretirler. Temelde yapılmakta olan, zaten atıklarla açığa çıkacak olan metan gazının enerji ve karbon gazına çevrilmesiyle kontrollü salınıma sahip bir enerji üretimi sağlanmasıdır.
Biyogaz, organik atıkların oksijensiz bir ortamda parçalanması sonucu oluşan bir gaz karışımıdır. Bu gazın ana bileşeni metan (CH4) ve karbondioksittir (CO2). Biyogaz üretimi sırasında tarımsal atıklar, hayvansal gübreler, gıda atıkları gibi organik materyaller kullanılır.
Tarım atıkları, hayvansal gübreler, atık su arıtma çamurları ve organik katı atıklar biyogaz üretiminde yaygın olarak kullanılan materyallerdir.
Biyokütle, bitkisel ve hayvansal atıklardan elde edilen organik bir enerji kaynağıdır. Güneşten gelen enerjiyi fotosentez yoluyla depolayan bitkiler, biyokütle enerjisinin temelini oluşturur.
Biyogaz santrali, organik atıkların anaerobik sindirimi yoluyla biyogaz üretir. Bu süreç esas olarak üç aşamadan oluşur:
Biyogaz enerji santrali içinde organik atık, santrale taşınır ve biyogaz üretimi için uygun hale getirilir.
Anaerobik Sindirim: Atık, oksijensiz bir ortamda mikroorganizmalar tarafından fermente edilir. Bu süreç sırasında metan, karbondioksit ve diğer gazlar içeren biyogaz üretilir.
Üretilen biyogaz, temizlendikten sonra doğrudan ısı ve elektrik üretiminde kullanılabilir veya doğal gaz ağına enjekte edilebilir.
Biyokütle santralleri, biyokütle kaynaklarını yakarak veya kimyasal süreçlerle dönüştürerek enerji üretir. İki yaygın yöntem şunlardır:
Her iki tür santral de, yenilenebilir enerji kaynakları olarak atıkları değerlendirme ve çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli faydalar sağlar. Mikro biyogaz ya da biyokütle tesis uygulamaları ile evsel ya da tesis bazlı metan gazı salınımının kontrol edilmesi ve merkezsizleştirilmiş enerji üretimi de giderek yaygınlaşmaktadır.
Biyogaz enerji santralleri, bitkisel atıklar ve hayvansal gübrelerden enerji üreten yenilikçi tesislerdir. Özellikle tavuk gübresi, biyogaz üretimi için oldukça verimli bir kaynaktır.
Biyogaz üretimi, şu esaslara dayanır:
Sonuç olarak:
Kullanılamayan tavuk gübresi biyogaza dönüştürüldüğünde:
Biyogaz santrallerinin kurulu gücü (MWe), enerji üretim kapasitelerini belirler. Bu sistemler:
Tavuk gübresinden elde edilen biyogaz:
MWe Kurulu Güçte Verimlilik: Tavuk gübresi, santrallerin enerji üretim kapasitesini artırmada önemli bir kaynaktır. Bu tür tesisler, yüksek MWe kurulu güçtedir ve enerji dönüşümünde etkili sonuçlar sağlar.
Bitkisel ve Hayvansal Kaynaklar: Temel madde olarak bitkisel atıkların yanı sıra, tavuk gübrelerinden de oldukça verimli biyogaz üretimi sağlanabilmektedir.
Kimyasal Dönüşüm Süreci: Diğer bir ifade ile oksijensiz ortamda, mikrobiyolojik floranın etkisi altında organik madde, karbondioksit ve metan gazına dönüştürülür.
Çift Yönlü Fayda: Kullanılamayan bu gübre biyogaza dönüştürüldüğünde, enerji üretimi sağlanır ve gübre olarak yeniden kullanılabilir hale gelerek yarayışlı bir hal almış olur.
Bu yöntemler, biyogaz santrallerinin çevresel ve ekonomik faydalarını artırırken, sürdürülebilir enerji üretimine de büyük katkı sağlar.
Çevresel ve ekonomik avantajları hakkında çok daha kapsamlı bilgi için ilgili blog yazımızı okuyun.
Siz de biyogaz, biyokütle, biyogaz santrali ve biyokütle santrali hakkında daha fazla bilgi için uzmanımızla hemen görüşme ayarlayın.
Sürdürülebilirlik çözümleri uzmanlığımız ve projelerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen bizimle iletişime geçin.