Su, yaşamın vazgeçilmez bir unsurudur ve dünyanın her yerinde tarımın temel taşıdır. Ancak küresel su kaynakları üzerindeki baskı giderek artmaktadır. Dünya nüfusunun hızla artması ve iklim değişikliğinin etkileri, su kıtlığını küresel bir sorun haline getirmiştir. Bu nedenle Su Verimliliği Yönetmeliği, kentsel, endüstriyel ve tarımsal alanlarda su kullanımının optimize edilmesini sağlayarak sürdürülebilir bir model sunar. Yönetmelik; sistemlerin kurulması, izlenmesi, belgelendirilmesi ve planların hazırlanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektedir.
Su Verimliliği Yönetmeliği, farklı alanlarda belirli süreler içerisinde su verimliliği sistemlerinin kurulmasını zorunlu kılar:
Kentsel: Büyükşehir belediyeleri ve su kanalizasyon idareleri (18 ay), büyükşehir dışındaki il belediyeleri (21 ay), nüfusu 50.000 üzeri olan ilçe belediyeleri (24 ay).
Bina ve Yerleşkeler: Kamu kurumları, AVM’ler, iş merkezleri, sağlık kuruluşları, turizm işletmeleri gibi 21 ay içinde sistem kurmakla yükümlüdür.
Endüstriyel: Gıda, tekstil, kimya, otomotiv, metal, elektronik, ilaç gibi sektörlerde faaliyet gösteren tesisler ile OSB’ler (18 ay).
Tarımsal: 500 hektar üzeri sulama tesisleri ve DSİ tarafından işletilen sulamalar (21 ay).
Su Verimliliği Yönetmeliği kapsamında üç seviyeli belge sistemi (Mavi, Yeşil, Turkuaz) tanımlanmıştır. Özellikle Yeşil Su Verimliliği Belgesi, daha kapsamlı kriterlere sahip olması nedeniyle öne çıkmaktadır:
Su kullanımının en az %10’unun geleneksel olmayan su kaynaklarından (yağmur suyu, gri su, arıtılmış atık su vb.) sağlanması.
Su verimli ekipmanların kullanılması (musluk, duş, rezervuar vb.).
Kayıp-kaçak oranlarının mevzuatta belirtilen sınırların altına indirilmesi.
Bu belge, zorunlu başvuru gerektirir ve işletmelerin su verimliliği performansını yüksek standartlarda sürdürdüğünü gösterir.
Yönetmelik çok geniş bir yelpazeyi kapsar:
Kentsel Sektör: Belediyeler, içme suyu sistemlerindeki kayıp oranlarını düşürmekle yükümlüdür.
Endüstriyel Sektör: NACE kodlarına uygun su verimliliği rehberlerindeki teknikler uygulanmalı, suyun %5-10’u alternatif kaynaklardan sağlanmalıdır.
Tarımsal Sektör: Modern sulama yöntemleri (damla, yağmurlama) zorunludur, sulama randımanı en az %60 olmalıdır.
Turizm ve Ulaşım: Havalimanları, turizm tesisleri, otogarlar yağmur suyu hasadı ve gri suyun yeniden kullanımını uygulamalıdır.
Su Verimliliği Yönetmeliği, Türkiye’nin su kaynaklarını daha sürdürülebilir şekilde yönetmek için kapsamlı bir yol haritası sunuyor. Belediyelerden endüstriyel tesislere, tarımsal işletmelerden turizm sektörüne kadar geniş bir yelpazede uygulanacak olan bu sistem, çevresel sürdürülebilirliğe büyük katkılar sağlayacaktır.
Su verimliliği çalışmaları, yalnızca su kaynaklarını korumakla kalmaz; aynı zamanda enerji tüketimini ve dolayısıyla karbon ayak izini de azaltır. Örneğin, arıtma ve pompaj süreçlerinde kullanılan su miktarının düşürülmesi, doğrudan enerji tasarrufu sağlar. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik raporlamalarında önemli bir kriter olan karbon emisyonlarını azaltmalarına katkıda bulunur.
Unutmayalım, suyun verimli kullanımı yalnızca ekonomik bir zorunluluk değil, aynı zamanda gelecek nesiller için bir sorumluluktur.
Kaynaklar:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/12/20241227-3.htm
Sürdürülebilirlik çözümleri uzmanlığımız ve projelerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen bizimle iletişime geçin.