Daha Paylaşımcı

Keşfedin, ilham alın ve yeşil dönüşüm yolculuğunuzda GreeniX Blog’unu takip edin

ESG Uyum ve Risk Yönetimi

4 dk Okuma Süresi / 14.10.2024 / Genel
Hemen bizimle iletişime geçin ve geleceğe bugünden yatırım yapın!
Greenix

Günümüz iş dünyasında ESG (Çevresel, Sosyal, ve Yönetişim) faktörleri, yalnızca bir trend değil, işletmelerin faaliyet gösterme biçimlerini ve değerlendirilmelerini kökten değiştiren bir yaklaşımdır. ESG, şirketlerin uzun vadeli başarısını doğrudan etkileyen bir unsur olarak öne çıkmakta ve paydaşların güvenini kazanmak için stratejik bir gereklilik haline gelmektedir.

ESG Risklerinin İşletmeler İçin Önemi

Şirketlerin uzun vadeli sürdürülebilirliği, çevresel etkiler, toplumsal sorumluluklar ve yönetim süreçlerine verdiği önemle doğrudan ilişkilidir. Yatırımcılar, müşteriler, çalışanlar ve genel kamuoyu, artık şirketlerden çevreye ve topluma olan etkilerini şeffaf bir şekilde raporlamalarını ve sorumlu bir şekilde hareket etmelerini beklemektedir. Güçlü bir ESG performansı, bir şirketin itibarını güçlendirebilir, sermaye maliyetlerini düşürebilir ve kurumsal değerini artırabilir.

Bununla birlikte, ESG risklerinin etkin bir şekilde yönetilmesi büyük bir öneme sahiptir. Bu riskler oldukça çeşitli olabilir: çevresel zararlar, iklim değişikliği, tedarik zincirinde insan hakları ihlalleri, siber güvenlik olayları, operasyonel aksaklıklar, yolsuzluk ve zayıf kurumsal yönetişim gibi konular şirketleri tehdit edebilir. Bu nedenle şirketlerin, itibarlarını korumak ve ekonomik başarılarını garanti altına almak için bu riskleri sistematik bir şekilde tanımlaması, değerlendirmesi ve yönetmesi gerekmektedir.

Sürdürülebilirlik Raporlamasında Regülasyonların Rolü

ESG uyumunun bir diğer kritik yönü sürdürülebilirlik raporlamasıdır. Şirketlerin ESG performanslarını şeffaf bir şekilde raporlamaları, yatırımcılar ve diğer paydaşların güvenini kazanmaları açısından gereklidir. Bu raporlar yalnızca verilerin açıklanmasını değil, aynı zamanda ESG ile ilgili stratejilerin ve hedeflerin de paylaşılmasını gerektirir.

Avrupa Birliği'nde, şirketlerin sürdürülebilirlik çalışmalarını raporlamaları yasal bir zorunluluk haline gelmektedir. AB, bu alandaki raporlamayı standartlaştırmak ve iyileştirmek amacıyla çeşitli direktifler ve düzenlemeler getirmiştir. Bunlar arasında Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) ve Taksonomi Yönetmeliği yer almaktadır. Bu düzenlemeler, şirketlerin sürdürülebilirlik stratejilerini kurumsal yönetişim süreçlerine entegre etmeleri ve ESG uygulamaları konusunda şeffaflık sağlamalarını zorunlu kılmaktadır.

Şirketlerin sürdürülebilirlik raporlama yükümlülüklerine uyum sağlaması için risk yönetimi sistemlerini (RMS) devreye sokmaları gerekmektedir. Bu sistem içinde İç Kontrol Sistemi (ICS), sürdürülebilirlik raporlamasının güvenilirliğini sağlamak amacıyla önemli bir rol oynar. ICS, hukuki gerekliliklere uyum sağlayarak güvenilir raporlamayı destekleyen, kontrol ve izleme süreçlerini içeren prensipler ve prosedürler barındırır.

ESG'nin Risk Yönetimindeki Rolü

Küresel bir ekonomi içinde ESG faktörlerinin risk yönetimi süreçlerine entegre edilmesi hayati bir önem taşır. Şirketler, uzun vadeli başarılarını garanti altına almak için ESG risklerini sistematik bir şekilde tanımlamalı, değerlendirmeli ve yönetmelidir.

Volkswagen'in emisyon skandalı ya da Uber'de yaşanan cinsel taciz iddiaları gibi geçmişteki ESG skandalları, bu risklerin ihmal edilmesinin bir şirketin itibarına ve finansal istikrarına ne kadar zarar verebileceğini açıkça göstermektedir. Bu olaylar, ESG risklerinin risk yönetiminin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınması gerektiğini ortaya koymaktadır.

ESG faktörlerinin bir şirketin risk yönetim sistemine entegre edilmesi, sürdürülebilir ve sorumlu kurumsal yönetim taleplerini karşılamak için şarttır. COSO çerçevesi, bu entegrasyonu sağlamak için kullanılan yaygın bir yaklaşımdır. COSO, risklerin yönetilmesi ve değer yaratılması için kültür, yetkinlikler ve uygulamalar kombinasyonunu sağlayan bir yapı sunar.

COSO çerçevesi, ESG ile ilgili risk yönetimini aşağıdaki temel alanlarda destekler:

  • Strateji: ESG risklerinin kurumsal hedeflerle entegre edilmesi.
  • Performans: ESG risklerine ilişkin performansın izlenmesi ve yönetilmesi.
  • Kültür: Etik değerleri ve istenilen davranışları destekleyen bir risk kültürünün teşvik edilmesi.
  • Kontroller: Risk yönetimi için etkili kontrol önlemlerinin uygulanması.

COSO'nun beş temel bileşeni olan risk yönetişimi, strateji, risk belirleme, bilgi akışı ve performansın izlenmesi ESG'ye adapte edilmelidir. Risk yönetimi süreçlerinin stratejik planlamaya entegre edilmesi, risklerin etkin bir şekilde yönetilmesine olanak tanır ve böylece kurumsal hedeflere ulaşma yolunda önemli bir destek sağlar.

Sonuç ve Gelecek Beklentileri

ESG uyumu ve risk yönetimi, modern şirketler için bir tercih değil, zorunluluk haline gelmiştir. Yatırımcılar ve düzenleyici kurumların artan beklentileri, ESG risklerinin kurumsal strateji ve liderlik süreçlerine entegre edilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır. Güçlü bir risk yönetim sistemi (RMS) ve etkin bir iç kontrol sistemi (ICS), sürdürülebilir ve sorumlu kurumsal yönetişim sağlamak için hayati bir araçtır. Bu sistemler, şirketlerin paydaşların güvenini kazanmasına, kurumsal değerlerini artırmasına ve uzun vadeli başarılarını güvence altına almalarına yardımcı olur.

Kaynakça: